Giriş
Merhaba, herkesin anılarında yer alan bir bilgisayar ve tüylerini ürperten jenerik tonlar olmuştur. Benim ilk bilgisayarım ise Pentium II işlemcili bir Thinkpad 600 idi. Emsallerinden farklı, soğuk ve kutu gibi tasarımının yanında alışılmışın dışında Trackpoint’e sahip olması onu diğerlerinden ayırıyordu. Bu özel cihaz uzun süre bana hizmet etmiş olsa da kendisinin akıbeti maalesef belli değil. Daha sonrasında onun bende oluşturduğu yer aynı ailenin onlarca modelini deneyimlemeye itti ve neredeyse hayranlık seviyesine ulaştı. Aktif olarak elimde mevcut Thinkpad envanteri ise aşağıdaki şekilde;
- X1 Carbon G8 - 10710U 6 Core, günlük
- X200S - Libreboot, Arch Linux
- X61 - Mevzubahis cihazımız
- T42 - 1440x900 IPS, Radeon 9600
Günlük kullanımın yanında hem koleksiyon amaçlı hem de retro teknolojiye olan ilgim sebebiyle piyasadan denk geldikçe temiz cihazları toplamaya çalışıyorum. Bunların arasından X61 ise benim için şans oldu. Kendisi uzun süre bir şirketin IT deposunda unutulmuş ve bir oto tamircisi tarafından satın alınmış. Cihaz teknik olarak (veya başka sebeple) diagnostik uygulamalarını çalıştıramayınca sahibi Letgo üzerinden satışa koymuş. Bilgisayarın fotoğraflarını inceleyince sorgusuz sualsiz ödemeyi yaptım ve heyecanla kargoyu beklemeye başladım. Cihaz elime ulaştığında ise inanamadım çünkü neredeyse hiç kullanılmamış ve klavyesinin tuşlarına dahi basılmamış kozmetikteydi. Tabii ki eksikleri yok muydu? Evet. Bu eksiklerden basitten daha ileri seviyeye doğru aşağıda bahsedeceğim ancak öncelikle cihazın teknik özelliklerine bakalım;
- Intel Core 2 Duo T7300 2 Core 2.00 GHz
- 2x2GB DDRII 533 MHz
- Intel Graphics X3100
- 120GB Sandisk X300 SSD
- 12.1" 1024x768 TFT
- 1.6kg (Batarya dahil)
Kozmetik
Bilgisayarın genel olarak temiz ve neredeyse hiç kullanılmamış bir cihaz olduğundan bahsetmiştik ancak yaşına bağlı olarak tabii ki belli başlı kusurları bulunuyor. Thinkpad kullananlar bilir, X ve T serilerinde dış kapağın yüzeyi kendini yenileyebilen kadife bir doku ile kaplıdır. Çoğu zaman kılcal çizikler birkaç ovuşturma hareketi ile giderilebildiği bu yüzey zamanla yıpranabiliyor. Bizim cihazımızda da bulunan bu problemi melamin sünger veya halk arasında mucize sünger olarak da bilinen malzeme ile çözüme ulaştırdık. Hafif bastırma vasıtasıyla yapılan yuvarlama hareketi yüzeye binevi pasta cila etkisi yaparak çok daha iyi görünmesini sağlıyor.
BIOS
Bu yaştaki bir bilgisayarın başına gelebilcek şeylerden birisi şüphesiz CMOS pilinin ömrünü tamamlamasıdır. Çok basit bir problem gibi görünse de bu bilgisayarın CMOS pili standartın dışında üç pinli ve bunun yanında piyasada bolca bulunan 2032 pillerin aksine 2025 boyutuna sahip. İki model boyutu arasında 0.7mm çok büyük bir fark mı dememek lazım zira bu fark klavyede bombe oluşturuyor. Standart dışı olan bu pili Türkiye sınırları içinde bulamayınca uzakdoğudan siparişini verdim.
Firmware mod
Cihaza yapmak istediğimiz bazı yükseltmeler maalesef üreticilerin getirdiği kısıtlamalara takılıyor. Örneğin, anakart üzerinde farklı bir kablosuz bağdaştırıcı takıldığında cihaz kendini boot etmiyor. Lenovo da diğer üreticilere yakın bir strateji izleyerek benzer kısıtlamaları ürünlerine uygulamış. Bu noktada engelleri aşmak için modifiye edilmiş BIOS yazılımları yardımımıza koşuyor. X61 için bulunan Middleton’s BIOS yazılımı whitelist engelini kaldırmanın yanında SATA-II hızlarına ulaşmayı sağlıyor ve IDA (Intel Dynamic Acceleration) desteği yani bildiğimiz Turbo Boost teknolojisinin daha ilkel versiyonunu aktif ediyor. Modlanmış BIOS yazılımı herhangi bir external flash yapmaya ihtiyaç duymadan doğrudan işletim sistemi üzerinden versiyon yükseltir gibi kurulabiliyor.
Yükseltmeler
Yaklaşık 5 yıl öncesine kadar belki birçok legacy diyeceğimiz cihaz için kolaylıkla yedek parça ve donanım bulabilirken şimdi geldiğimiz noktada artık eski nesillere ait cihazlar ya hurdalıkta ya da çöpte yer alıyor. Benim en çok zorlandığım nokta ise genellikle retro (veya retro sayılabilcek) cihazlara ait donanımları temin edebilmek konusunda oldu.
Disk ve bellek
Özellikle Windows 10 ile birlikte patlayan yavaş her bilgisayara SSD yapıştırma çılgınlığı bu cihazda aynı amaçlarla yer almıyor. Dizüstü bilgisayarların dayanım noktasında zayıf karnı şahsi kanaatim her zaman hareketli parçalara sahip sabit sürücülerdir. Sürekli hareket halinde olan dizüstü bilgisayarlara ait sabit diskler çok kısa sürede ömrünü tamamlıyor, kafa vuruyor veya yüzeyinde bozuk sektörler oluşuyor. Her ne kadar Active Protection System gibi teknolojiler olsa da bir yere kadar koruma sağlanabiliyor. Bizim örneğimizdeki gibi eski cihazlarda genellikle darboğaz disk performansından ziyade işlemci gücünden geldiği için SSD yükseltmesindeki tek amaç cihazın sürekliliğini arttırmak. Özellikle NVMe disklerin yaygınlaşması ile piyasada ciddi bir SATA SSD krizi başlamış durumda. Hiç mi SATA SSD yok? Tabii ki var ancak ağırlıklı olarak fason markaların maliyet odaklı DRAMless ve QLC yongalı kalitesiz modeller piyasayı sarmış durumda. İkinci el uygulamalarını tarayarak tercihimi Sandisk X300 128GB’tan yana yaptım.
Bellek konusunda üst limit işlemci tarafından belirlendiği için 2x2GB DDRII 533 MHz Kingston SODIMM kiti bir süre araştırdıktan sonra yine bir ikinci el uygulamasından temin ederek 2x512MB belleğin yerine taktım.
Kablosuz network kartı
Çok daha eski Thinkpad modelleri dahi kablolu olarak gigabit ethernet portuna sahip. X61 de bu konuda nasibini almış. Yaşı göz önünde bulundurulduğunda taktir edilesi bir nitelik ancak söz konusu kablosuz olduğunda durum içler acısı. Bilgisayarda bulunan mevcut Intel 3945ABG kartı sadece 802.11b/g destekliyor ve teorik olarak maksimum 54Mbps hıza ulaşabiliyor. Çağ dışı bu kartı, daha az çağ dışı olan Intel 5100AGN ile değiştirerek 802.11n desteğine kavuşmasını sağladım.
İşletim sistemi
Kullanım amacı göz önünde bulundurulduğunda işlevsellik mi yoksa orjinale sadık kalmak mı ikilemi üzerinde çok durmadan kendisini en heyecan duyacağım haline getirmek istediğim için kuracağım işletim sistemi konusunda fazla düşünmedim. X61, 2007 yılında piyasaya sürülmüş bir bilgisayar. Antika değeri olacak kadar eski sayılmasa da hiç de azımsanmayacak yaşlı bir model. Cihazın piyasaya sürülme tarihi, kıymeti bilinmeyen zamanının çok ötesindeki işletim sistemi Windows Vista’nın çıkışı ile denk olsa da bilgisayarın ilk revizyonları Windows XP ile piyasaya sürülürken daha yeni revizyonları Windows Vista ile yerlerini almış. Ben de tercihimi mevcut lisansı göz önünde bulundurarak Windows XP’den yana yaptım. Bilgisayara ait recovery disklerini bulmak oldukça güç olacağından temiz kurulum yapma amacıyla GRTMPOEM isimli imaj dosyasını kullanarak Windows XP Pro SP3 OEM versiyonunu yükledim. Kurulum tamamlanınca Lenovo EOL portalını kullanarak tüm sürücüleri kurduktan sonra bir süpriz bizi bekliyordu. Windows XP ömrünü tamamladığı için aktivasyon sunucularına erişilemiyordu. Bu noktada problem telefon aktivasyonu methodu aracılığıyla çözüme ulaştı. Yabancı forumlardan modele ait orjinal Lenovo tema ve ekran koruyucularını da bulduktan sonra minik Thinkpad ilk günkü kondisyonuna kavuştu.
PAE desteği
Bellek yükseltmesi yaparken üst limiti göz önünde bulundurarak 4GB seviyesine getirirken gözden kaçan bir nokta oldu. Windows işletim sistemlerinin 32 bit versiyonları maksimum 3GB bellek adresleyebiliyor. Bu durumda 64 bit Windows XP kurmak da bir tercih ancak Microsoft, XP için lisanslamayı mevcut alışılmışın dışında 32 bit ve 64 bit için ayrı pazarlamış ve 64 bit versiyonu SP3 güncelleme paketini almamış durumda. Son kullanıcı için her ne kadar 32 bit Windows işletim sistemlerinde maksimum 3GB bellek adreslenebilse de yine 32 bit bir işletim sistemi olan Windows Server 2003, PAE desteği sayesinde 128GB bellek adresleyebiliyor. Bir takım geliştiriciler bu özelliği Windows Server 2003 işletim sisteminin çekirdeğinden portlayarak Windows XP için uyarlamış. Bu yamayı uygulayarak bilgisayarın tam potansiyeline kavuşmasını sağlamış bulunduk.
Emisyonlar ve gürültü
Bilgisayar karşısında çalışma kalitesini etkileyen durumlardan biri de bilgisayarın ürettiği sıcaklık ve bu sıcaklığı absorbe etmek için meydana gelen gürültü miktarıdır. Thinkpad bilgisayarlar; Mil-Spec standartlarına sahip olarak şok, titreşim, nem, toz, yüksek-düşük sıcaklık şartlarında çalışmak için tasarlanıyor. Seri, emsal modeller göz önünde bulundurulduğunda sıcaklıklarla başa çıkma noktasında çok daha başarılı. Kendi yaptığım yaklaşık 10 dakikalık prime95 testinde 85 derecelik pik CPU sıcaklığına ulaşılsa da bilgisayarın dış yüzeyine sıcaklık neredeyse hiç yansımadı.
Cihaz küçük bir fana sahip olsa da oldukça kalın bakır soğutma hattına sahip. Oluşan ısının dışarı atılması konusunda bu küçük fan işini oldukça başarılı yapmanın yanında görevini çok da sessiz yerine getiriyor. En yüksek seviyede fısıltıdan biraz fazla olan bu gürültü sesi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki güncel modellerden daha kabul edilebilir seviyede.
Batarya
Yaşı göz önünde bulundurulduğunda bu bilgisayar için karşılaşılacak en bariz problemlerden biri de şüphesiz batarya oluyor. Bataryanın ömrünü tamamlamış olması süpriz olmasa da asıl süpriz olan sadece 35 cycle’da bu ömrünü tamamlamış olması. Uzun süre yatan cihazın bataryası sarj olma voltajının altına inerek kullanılmaz hale gelmiş. Multimetre ile yaptığım kontrolde 8 hücreli ve 14.4v olan bu bataryanın sadece 0.7v verebildiğini gözlemledim. Maalesef sıfır veya iyi kondisyonda bataryanın bulunmaması ve muadil bataryalara güvenemeyeceğim için batarya paketinin içini açtım. İçerisinde 8 adet Sanyo marka 2600 mah 18650 hücre bulunuyordu. Bu hücreleri yenileyerek bataryayı çalıştırabileceğimi düşündüm ancak büyük bir yanılgı oldu. Bu işi yapan bir firma ile anlaşarak batarya paketinin içindeki hücreleri yüksek kaliteli yerli üretim Aspilsan INR18650A28 hücreler ile değişimini sağladım. Bataryanın çalışacağı konusunda beklentim çok yüksekti ancak bataryanın kontrolü için bir EEPROM bulunduğunu gözden kaçırdım. Bu kontrol ünitesi, batarya voltajı 0 olduğunda kendini PF (Permanent Failure) moduna alarak kilitliyor. Sadece bu kilidin kaldırılması için Ankara’da bir firma 1200₺ talep edince iş başa düştü.
EEPROM reset
Batarya üzerinde bulunan EEPROM’u sıfırlamak için birçok tamir kiti veya abonelikle çalışan daha çok ticari amaçlı ürünler bulunuyor. Bunlara bulaşmadan daha makul şekilde nasıl halledebilirim diye araştırma yaparken bu blog yazısını keşfettim. Genellikle Lenovo bilgisayarlarda kullanılan Sanyo çipsetli bataryalar hakkında bilgilendirici bir içerik oluşturulmuş. Sanyo üretimi bq8030 çipset, bilgisayar ile iletişime geçmek için SMBus protokolünü kullanıyor. SMBus, aynı zamanda bilgisayarlarımızda bulunan (artık eskisi kadar da bulunmayan) VGA portunun monitör ile grafik çipi arasındaki iletişiminde kullanan bir protokol. Eğer grafik kontrolcünüzün sürücüleri destekliyor ise VGA portunun SMBus pinleri manipüle edilerek batarya ile iletişim kurabilmeye olanak sağlıyor. Linux altında i2c-tools paketinde bulunan araçlar bu konuda yardımcı olsa da bu işlemleri otomatik hale getiren bir gihub reposu daha önce geliştirilmiş.
Sanyo bq8030 çipsetin EEPROM’u 2048 byte boyutunda ve bunun ilk 1024 byte kısmı statik verilerden oluşmasının yanında checksum ile korunuyor. İkinci 1024 byte kısmı ise dinamik verilerden oluşuyor ve bir hex editor yardımıyla değiştirilebiliyor. Dinamik kısımdan PF durumu, cycle ve kalan kullanılabilir kapasite alanlarını sıfırladıktan sonra artık bataryamız mevcut iddalı 75 WHr gücüne kavuştu. Batarya kapasitesini kıyaslamak için X1 Carbon G8 modelinin 51 WHr gücünde bataryaya sahip olduğu göz önünde bulundurulabilir.
Sonuç
IT yöneticilerinin çoğunu geri dönüşüme yolladığı bu bilgisayarlar artık eskisi gibi sık bulunmuyor ve meraklıları (benim gibi) için oldukça değerli. Geçmişe duyulan özlem her ne kadar anksiyete belirtisi olsa da bu cihazlar benim için ilgi alanı ve güzel bir hobi çalışması. Hali hazırda üç farklı örneğinin iyi kondisyondaki parçalarından birleştirdiğim Windows 2000 kurulu, 64MB Radeon 9600 ekran kartına sahip ve IPS ekranlı T42 de elimde bulunuyor. Gelecekte bu deneyimi bir adım öteye taşımayı ve belki de daha eski veya farklı modeller üzerinde benzer restorasyon projeleri yapmayı planlıyorum. Ayrıca bu süreçte edindiğim bilgileri ve ipuçlarını paylaşarak benzer projelerle ilgilenen diğer teknoloji meraklılarına da yardımcı olmayı hedefliyorum.
Bu restorasyon projesi, teknolojinin gelişimini ve eski cihazların hala ne kadar değerli olabileceğini gösterdi. Lenovo ThinkPad X61, şimdi tekrar aktif kullanımda ve modern dünyada kendine yer buldu.